Seviyor,
Sevmiyor,
Seviyor,
Sevmiyor…
Tüm yapraklar bitene kadar süren heyecan…
Çoğu, çocukluktan gençliğe geçişte herkesin denediği bir test.
Masumane görünen, ama hiçte masum olmadığını düşündüren “anlamsız test”.
Çocuk yaştan bilinçaltını olumsuz anlamda etkileyebilecek karşılaştırma biçimi.
Hayatı; seviyor/sevmiyor diye kategorize etmeye başlayan zihin, giderek her konuyu, iki uca taşımaya başlar.
Bunun sonucudur ki hayat; giderek siyah beyaz algılanmaya başlıyor. Oysaki hayat, siyah/beyaz ve grinin tonlarından oluşuyor.
Evliliklerde, arkadaşlıklarda, dostluklarda, bir taraf; “bir problem var” dediğinde; karşı tarafın cevabı çoğunlukla, “beni sevmiyor musun” oluyor.
Diğer taraftan ise, yine seviyor sevmiyor, bir başka olumsuzluğu da içinde barındırıyor.
Dünyayı ikiye bölen bu mantığın sonucunda insan;
Sevdikleri=sevmedikleri haline dönüşen ağır bir yükün altında eziliyor.
Neden ağır bir yük?
Bir insanın sevdiği şeyler kadar sevmedikleri varsa, ruhunun huzur bulması ne kadar mümkün olabilir ki?
Hayata dair mutlu olabilmenin koşullarından biri; sevdiğin şeylerin sevmediklerinden fazla olabilmesidir.
Şirketlerde de, değişik konularda, çalışanlar arasında “papatya falı” açıldığını yaşayarak öğreniyoruz.
Zihin; kurumdaki davranışları bu kadar net kategorize ettiğinde, “eleştiri”, kurumun kapısından içeri giremiyor.
Zira “şu konuda bir eleştirim var”, dendiğinde, “beni sevmiyor musun” anlamında bir cevap kapıdayken, “eleştiri” yöneltmek cesaret gerektiriyor.
Bunun sonucudur ki, “eleştiri”nin oluşturabileceği zenginlik kaybediliyor.
Eleştiri…
Siyah ile beyaz karıştığında bulutların arkasından ışığını gösterir…
Bir önceki yazı Karakter…
3 Comments
Eleştirinin müthiş gücünü ve farklılıkların tetikleyici enerjisini hatırlatan keyifli bir yazı. beyninize sağlık…
Bir çok şirket, yöneticileri beni sevmiyor musun dediği (!) ya da bunu ima ettiği için, söylemek istediklerini içine atan, arka planda ise eleştiri getirebileceği ortamları arayan ve bir süre sonra şirketini değil ama liderlerini terk ederek gidecek çalışanlarla dolu. Kaleminize sağlık, çok güzel ve düşündüren bir yazı olmuş…
Harika bir tespit olmus. iliskilerin yuzeyselliginin ispati bir anlamda.