Aralık ayının sonlarına doğru, insanları yeni yılın heyecanı sarar. Aslında takvimdeki herhangi bir günden farkı olmayan o gün, yeni bir yılın başlangıcı olmasının yanı sıra, geçen bir yılın muhasebesinin yapılabilmesine olanak sağladığı için değerlidir.
Geçen bir yılı toparlayıp, ‘yeni bir enerji’ye dönüştürebilmek gelecek üzerinde pozitif etki yapar.
Peki, neler toparlanmalıdır; Her şey mi, yoksa her şeyin içinden ayıklananlar mı?
Gözlemler göstermektedir ki; çoğunlukla ‘her şey’ paketlenmekte -hatta kutulara tıkıştırılmakta- ve yeni yılın kapısına bırakılmakta.
Problemler, problemleri çözmek için düşünülen ancak çözüm olamamış çözümler, kırgınlıklar, mutsuzluklar, mutluluklar, olumluluklar, pozitif gelişmeler vs. vs…
Kısacası bir yıl içinde olan her şey paketin içinde yeni yıla devredilir.
Oysaki yeni yıla girerken insanlar ve kurumlar geçmiş yıla dair olanları ayıklayıp çöpe atabilse ve kalanları da yeni yıl için bir enerji kaynağı haline getirebilse gelecek daha güzel gelecek diye düşünüyorum.
Bütün bunların üzerinde bir konu, yeni yılın iyi geçip geçmeyeceğini baştan belli eder. O da zihnin yeni yıla, -bir başka deyişle geleceğe- nasıl hazırlandığıdır.
Türkçemizin veciz deyimlerinden biri, bu durumu iyi özetler; ‘Dünün güneşi ile bugün çamaşır kurutamazsın’…
Yeni yıla geçmiş yılın yapılandırdığı akıl ile girmenin, gelecek günlere bir faydası olmayacağı çok açıktır. Hele ki günümüzün bir saat önceki bilgisinin bile eskidiği gerçeği karşısında hala eski akıl ile yola devam etmek, geleceğin ışıklarına sapanla taş atmaktan başka bir şey değildir.
O nedenledir ki en büyük temizlik aslında zihinde yapılmalıdır. Tıpkı bilgisayarların formatlanması gibi zihni mümkün olduğunca arındırmak, yeni zamanların düşünce sistematikleri ve bilgisine en azından yabancı durmayacak hale getirmek, gelecek adına umut verecektir.
Önümüzde yeni bir yılın ışıkları görünüyor.
Ona doğru yürürken, mümkün olduğunca hafif girmek, eskinin gereksiz her şeyini eskide bırakmak en güzel zihinsel egzersiz olur…
Bir önceki yazı GELECEK, DÜET ZAMANI…
Leave A Reply