Geçtiğimiz günlerde, babamın yıllar önce bana ve kardeşime söylediği, “oğlum, siz bu firma için değil, firma sizin için vardır” cümlesini hatırlatmış ve bunun yanlış anlaşılmalara açık olup olmadığını sormuştum, babamın cevabı şöyle oldu;
“Evet… Eğer bu cümleyi düz anlamı üzerinden okursak, “müflis” olmakla karıştırılabilir. Burada ise başka bir şeyden söz ediyorum; Bir saz düşün. Saz insanın üretmiş olduğu bir müzik aletidir ve tek başına hiç bir anlam taşımaz. Oysa bu saz, doğru ellerde, dünyanın en güzel seslerini çıkarabilir.
Firmalar da böyledir. Doğru insanlar tarafından yönetildiğinde, tıpkı saz gibi, ahenkli çalışır, müzikalitesi yüksek sonuçlar verir.”
Peki doğru insan kimdir?
Bu soruya genellikle cevaplar “yetenek” üzerinden verilir. Bu bir yanılgıdır.
Yetenek ile iş; doğru zamanda ve doğru mekanda bir araya geldiğinde sonuç alınabilir.
İp üzerinde beş takla atan adamın yeteneği o ip üzerindedir.
Onu kaldırıma indirdiğinizde yeteneğinin bir anlamı olmaz.
O nedenledir ki doğru zamanda uygun insan ile çalışan yönetici, “doğru insan”ları bir araya toplayabilen “doğru yönetici” olur ve başarı o andan itibaren gelir.
Felsefe şudur; Yaptığım iş ile ben uyuşuyor muyum?
Bir başka deyişle, “doğru insan mıyım?”
Yaptığım iş için doğru insanları bir araya getirebiliyor muyum?
Birlikte çalıştığım insanlarla doğru zamanda mı kesiştim?
Yaptığım iş için zaman doğru mudur?
Her şey gibi “doğru”da zaman ve mekana göre değişkenlik gösterir. Bugün, biz ve çalışanlarımızın hepsi için yaptığımız iş “doğru” olabilir.
Doğru yönetici; bu durumun sadece konuşulan “an” ile sınırlı olduğunu bilendir.
Yarının “doğru”larına hazır olmak…
Sazın sesi kulağa hoş geldiğinde bilirsiniz ki; saz doğru insanın elindedir…
Bir önceki yazı “Bekleme Odası“
10 Comments
Sanırım “Hakkını vermek” deyimine yakın bir anlamda kullandınız “saz çalmak” deyimini. Kullandığınız arabanın, oturduğunuz koltuğun, yediğiniz yemeğin, yönettiğiniz şirketin; hakkını verdiğiniz sürece, saz elinize yakışır… Elinize sağlık…
Sayın Söylemez
Elinize,yüreğinize sağlık.Yazınızı büyük bir keyifle okudum.Veysel’den de hem bağlamayi hem de türküyü dinlemek çok iyi geldi.Size naçizane bir de tavsiyem olacak.Ruhi Su dan Divan sazı ile ilahileri dinlerseniz eminim çok seveceksinizdir.Sevgi ve saygılarımla.Necdet
Kaleminiz sağlık Mehmet Bey! Bir yazınızla da tatlandı dimağımız! Kuşkusuz doğru sazın, doğru ellerde olması; doğru sonuçların ortaya çıkması için şarttır. Bununla birlikte, naçizane; “bu firma sizin için var” ifadesinin bana şunu da anlattığını paylaşmak isterim: insanlar sahip oldukları nimetlerden, tabi ki sınırlar ve ölçüler dahilinde “fayda” da sağlamalılar..Kimi zaman içim burkularak izliyorum; milyonluk varlık içinde “yitik” insan ve yaşamları..Hülâsa; doğru sazı, doğru kişi, doğru yerde, doğru şekilde, biraz da kendisi için mi çalmalı?? Sağlıcakla kalın..
Ne yanlışlar vardır yönetim ısrar ederse doğru sonuçlar üretir.Ne doğrular vardır yönetim arkasında durmazsa yanlış sonuçlar üretir.Benimde böyle bir tespitim var.Bazen de böyle bir durumla karşılaşılabilir.
Aşık Veysel ve sazın muhteşem uyumu!! keşke hepimiz bu uyumu yakalasak dünya nasıl ahenkli bir alan olurdu…emeğinize sağlık, doğru yazıya- doğru müzik keyifli bir durum… doğru ile yanlışın uyumunu da bir gün yakalayan birisi çıkabilir kim bilir?
“Her günün bir hükmü vardır” der atalarımız.Yetenekli, cesur vatan evlatlarını yanlış zaman ve yer yüzünden doksanbinini şehit verdik sarıkamışta
Amatörce saz çalan biri olarak, verilebilecek en güzel örnek… Doğru kişilerin elinde olduğu zaman dinleyen kişiler kadar çalanda keyif alır.
Mehmet Bey,
Doğru insanları buluyorsunuz. Orası kaçınılmaz bir gerçek. Fakat ben doğru işi buldum mu derseniz 2007 yılında buldum. Keşke daha önce bulsaydım. Ama keşke demeyi sevmiyorum. O yüzden iyi ki sizlerleyim demeyi tercih ediyorum. Sizleri ve bu kurum için çalışmayı seviyorum. Sizlerle odun tozu yutmak güzel. Değer katmak güzel. Teşekkür ederim herşey için.
Sizin sorunuz, sevgili babanız Ahmet beyin derin yaşam tecrübesi ve Aşık Veysel üçlemesi harika olmuş.
Aşık Veyseli dinlerken yazınızın lezzeti daha da hissediliyor 🙂
Sevgilerimle…
merhaba mehmet bey, öncelikle babana selam ve saygılar. Saz çalan ellerin, doğru bir şef yönetiminde nasıl bir senfoni orkestrası’na dönüştüğünü görüyoruz. Allah babanıza uzun ve sağlıklı ömürler versin, sizlerinde yolu açık olsun.çok selam