Kenetlenmek;
Farklı özellikler taşıyan insanların, özelliklerini kaybetmeden bir amacı gerçekleştirebilmek için bir araya gelebilmesi… Bir olabilmesi.
Birçok değişikliğin, gelişmenin ve keşfin altında bu bir araya gelebilmek yatıyor.
İnsanlar, kenetlenebildikleri oranda “nedensiz bir araya gelmiş topluluk” olmaktan çıkıp, “bir amaç etrafında toplanmış” bilinçli bir ekip olmaya başlıyorlar.
Bunu sağlayan birçok unsur olmasına karşın, belirleyici olan ilk şey “aidiyet duygusu”dur.
Aidiyet ya da ait olma duygusu, aslında bir arada yaşamanın, yaşayabilmenin de temel koşulu.
Aynı zamanda insanın “varoluşa” dair de olmazsa olmazıdır bu…
Değerli Hocam Doğan Cüceloğlu, “Varolmanın Altı Boyutu”nda ilk sırayı hem birey, hem de biz olmaya ayırarak bunun önemini vurgulamıştır.
İnsanlar yaşadıkları topluma, çalıştıkları şirketlere, kendilerini “gönülden ait” hissettiklerinde potansiyellerinin farkına varıyorlar.
Başarı, büyük hayaller; bu “ruh hali”ne sahip insanlarla gerçekleşebiliyor.
Tıpkı Simurg anlatılarının temelini de oluşturan, “çokluğun ahenginde; birlik” gibi…
Bu olmadığında, yani ait olma hissi zayıfladığında ise;
Çokluğun içinde tek olma duygusu,
Birlik ve kenetlenme duygusuna karşı mesafeli duruş,
Ve en önemlisi ise; her şeye karşı “şüphe” ile bakma…
Büyük toplumları, özelde de şirketleri “zaaf içine düşüren”de bu düşüncelerdir.
Her uzun yol,
Her yeni hedef,
Her yeni dünya yolculuğu, tabii ki;
Büyük sorunlar, büyük çatışmalar, büyük iç sarsıntıları beraberinde getirir.
Kara bulutlar, sert fırtınalar içinde kalmaktır bu durum…
Bunlardan korkanların, bunlardan çekinenlerin, zaten evin kapısına bir kilit daha takmaktan başka yapacağı pek bir şey yoktur.
Ama “ben bu hedeflerin içinde varım” diyen her birey, birlikte çalıştığı “yol arkadaşları” ile kenetlenmelidir.
Uzay çalışmalarının en önemli cümlelerinden biri “mekik başarıyla kenetlendi” idi.
Bu cümle, insanlık tarihini değiştirmiş ve değiştirmeye devam ediyor.
İş yaşamını oluşturan insanlar da;
Tüm çalışma arkadaşlarıyla birlikte, “gelecek için kenetlendik” diyebildikleri oranda, “geleceğin sesi; ahenkli bir çok seslilik” olarak gök kubbeye yayılacaktır.
Bir önceki yazı Orkestra…
2 Comments
Yazınızı mutluluk duyarak okudum. Okurken düşündüklerimi paylaşmak istedim ; zaten biriz, birdik nasıl olduda koptuk, kopuyoruz, Nasreddin Hocanın hikayesi gibi biraraya geldiğimiz ender durumlar için sevinir hale geldik. Biraraya geldiğimizde doğal duruma kavuşmanın mutluluğunu hissediyorum, ana ocağına dönmüş gibi. Birbirimizden uzaklaşmak, böl parçala yönet gibi düşünsel modelin sonucu galiba.
Değerli yazılarınız icin size tesekkür ederim.Saygılarımla. Suat Can Ölçüm