Toplum, var olduğundan bu yana değerler üretir.
Üretilen değerlerin bir bölümü, binlerce yıl değişmez iken, bir kısmı ise, benimsendiği andan itibaren değişime uğramıştır. Zaman ve mekan, “değerler” için en büyük aşındırıcı ve dönüştürücüdür.
Toplumları gözlemenin iyi yollarından biri de, toplumun benimsediği değerler karşısındaki tavırlarıdır.
Yerde gördüğü ekmeği kutsal sayıp, kaldırıp öpen bir toplumda yaşıyoruz. Bu yüzlerce yıldır değişmemiş. Ancak bugün “değerler”e bir değer belirleyip, tersine bir davranış ortaya konmaya başlandıysa, bir “çözülme”den söz etmek mi gerekiyor?
Toplum organik bir yapıdır ve sürekli değişir. Olması gereken de budur.
Ancak değişmemesi gereken birtakım değerler olduğunu da benimsemek önemlidir. Bu bir arada yaşamanın vazgeçilmezidir.
Değerler içselleştirilmediğinde, bir yaşam biçimine dönüştürülmediğinde, etkisini kaybederler.
Toplumda, söylem ile uygulama arasındaki farklar çoğalmaya, “değerler” dediğimiz bütün her şey, sadece bir “retorik” haline gelmeye başladığında, kara bulutlar ufukta değil, toplumun üzerini örtmüş demektir.
Kurumlar da küçük toplumsal organizmalardır ve kendine özgü “değerler”e sahip olması gerekir.
Bu değerler, kurumun varoluşunun olmazsa olmazıdır. Bütün bireyler de buna uyum sağlar. Ve ayrıca bu değerler, içinde yer alınan toplumun değerleri ile çelişemez.
Kişi kendi değerlerine sahip olabilir.
Ancak hiç bir gerekçe de toplumun paylaştığı bir değeri “ayak altına almamalıdır”…
Değerler; korunması ve hiç bir koşulda vazgeçilmemesi gereken, hayatı kolaylaştıran ağır yüklerdir…
İçselleştirilmiş her değer, sorumluluk almaktır. Kendinin, yakın çevrenin ve toplumun sorumluluğunu almak ve ona karşı sorumlu olmak…
Ağır bir yüktür… Ancak diğer taraftan da hayatı kolaylaştırır. Nasıl davranacağını bilmek…iyidir.
“Ekmeğe Basmam!” kadar net daha birçok değeri olan insanın hayat karşısında karar alması kolaylaşır.
İnsan uzun süre paradokslarla yaşayamaz;
Değerlerinize uygun bir hayat yaşamıyorsanız, yaşantınıza uygun değerleriniz olur.
Bir önceki yazı “Baba“
2 Comments
“Toplumları gözlemenin iyi yollarından biri de, toplumun benimsediği değerler karşısındaki tavırlarıdır,” sözünü sevdim. Bu gözle topluma bakmak ve görmek kendi başına büyük bir proje olur. Ben bu tür gözlemlerimden birini kendi sitemde paylaştım. (http://dogancuceloglu.net/yazilar/677-helal) Bu gözlemler toplanarak önemli bir değişim sosyolojisi çalışması yapılabilir.
Sevgili Mehmet Semih Söylemez; aklına ve kalemine sağlık.
Mehmet Bey, “Toplum, varolduğundan bu yana değerler üretir. Üretilen değerlerin bir bölümü, binlerce yıl değişmez iken, bir kısmı ise, benimsendiği andan itibaren değişime uğramıştır. Zaman ve mekan, “değerler” için en büyük aşındırıcı ve dönüştürücüdür. Toplumları gözlemenin iyi yollarından biri de, toplumun benimsediği değerler karşısındaki tavırlarıdır.”, şeklindeki saptamalarınıza katılmamak zor. Tebrikler, Zaman ve mekan ne kadar etkili ki “değerlerimizi” ne büyük bir hızla aşındırıyor.