Bazen bir şey yersin… Tadı damağından gitmesin diye su bile içmezsin.
Bazen bir giysi alırsın… O kadar seversin ki, sanki üniformaymış gibi hiç çıkarmazsın.
Bazen bir yere gidersin… Orayı o kadar benimsersin ki, ayrılmak istemezsin.
Bazen sevdiğin birinin elini tutarsın, elinden kokusu gitmesin diye, elini yıkamazsın.
Bazen eski bir dost ile bir araya gelirsin… Zamanın geçmemesi için saate bile bakmazsın.
Bazen… Bazen… Bazen…
İnsanın hayatında “bazen”ler az ya da çok olmuştur. Onlar, anı sandıklarımızın belki de en değerli parçalarıdır.
Bugünlerde bu bazenlerden birini yaşıyorum…
Uzun zamandır üzerinde çalıştığım, “Birlikte Başarmak” kitabım, Elma Yayınevi tarafından baskıya verildi. Sanıyorum, önümüzdeki hafta başından itibaren raflarda yerini alacak.
O kitabı çalışırken tuttuğum kalemi, defteri, oturduğum masayı temizlemek bile istemiyorum. Yılların birikmişlikleri, onların üzerine sinmiş sesler, anılar, vs…
Bütün hepsi bir anı belleği ve nesnesi olarak, benim anı sandığımda yerini aldı.
Çok uzun zaman geçse de bu süreç onlarla birlikte yaşayacak…
Diğer taraftan birçok kişi ile -bir kısmı birlikte çalıştığım arkadaşlarım, bir kısmı da dostlarım- saatlerce konuştum. Bazen bir kafede, bazen uzun yürüyüşlerde, bazen yolculuklarda, bazen de fabrikanın bir köşesinde…
Bu sohbetleri yaptığım mekanlarda benim için çok değerli ve benim anılar defterime bir not olarak düştüler…
Yazmak beni çok heyecanlandırıyor. Ancak yukarıda belirttiklerim bazen daha çok heyecanlandırıyor… Bu yaşadığım süreç benim için çok değerli…
Belki de [süreç / sonuç] odaklı olmamın altında yaptığımız tüm işlerin bütününden keyif almak yatıyor olabilir.
“Birlikte Başarmak” kitabının matbaadan çıkacak ilk örneğini sabırsızlıkla bekliyorum. İlk elime aldığımda, boya kokusunun elime sinmesi için uzun uzun dokunacağım.
Ve belki de birkaç gün elimi yıkamam…
Bir önceki yazı Ayak İzi…
2 Comments
hayırlı olsun tebrikler
Gerçekten de uzun zaman gözlerimi yıkamak istemeyeceğim güzellikte bir yazı olmuş . Tebrik ediyorum .