Fotoğrafçı Stéphane Ducandas‘ın çektiği fotoğraf karşısında, fotoğrafçıların kullandığı “karar anı” kavramı ile iş dünyasının “zamanı planlamak” arasında büyük paralellikler olduğunu düşünmemek elde değil.
“Karar anı”, Fotoğrafçı Henri Cartier Bresson’un geliştirdiği bir kavram.
Fotoğraf çekilirken, fotoğrafı oluşturan tüm unsurların, olmaları gerektikleri gibi “aynı zamanda” fotoğraf karesi içinde yer alması esasına dayanır.
Enerjinin açığa çıkması gibi de düşünülebilir. Unsurlardan birinin zamanı uygun olmadığında fotoğraf başarısız anlamına gelir.
Bu yüzden fotoğrafçılar için; “doğru zamanda doğru yerde olmak” çok önemlidir. İlginç olan ise, çoğu kişi orada olmayı bir rastlantı olarak düşünürken, iyi fotoğrafçılar bunu, zamanın planlanması olarak açıklar.
İş hayatına dair yapılan her çabanın “başarısı”, “zamanın planlanması” ile doğru orantılıdır.
Önceden etüt edilmiş, katmanları doğru sıralanmış ve en önemlisi, her bir unsurunun birbiriyle olan ilişkisi kurgulanmış bir organizasyon, “kaçınılmaz olarak başarılı” olacaktır.
Burada ki “tılsım”lı davranış; işin yapımının planlanması ile bu akışa paralel giden zamanın planlanmasıdır.
Çoğu zaman düşülen yanılgı; işin, kendiliğinden “planlanmış zaman”da gerçekleştiğidir. Bu gerçekten büyük bir yanılgıdır.
İşin katmanlılığı ve yapımı nasıl ki büyük bir programlamayı gerektiriyorsa, buna paralel olarak, zamanın da kendi mantığı içinde planlanması gereklidir.
Her iş yapılanması, bir tür “büyük resim” inşa etmektir.
“Zaman” ise, bu büyük resmi de içine alan bir kavramdır.
Dolayısıyla, “zamanın planlanması”, salt işin inşa edilmesinin mantığını kapsayan bir zihnin ötesinde bir zihne ihtiyaç duyar.
Bu paralel organizasyonu gerçekleştiren her şirkete, tıpkı fotoğraf için düşünülen “rastlantı”ymış gibi bakılabilir.
Zaten, “doğru” yapılan her iş, “kendiliğinden”miş gibi akıp gider.
Doğruların yetersiz olduğu her yerde ise; çok çaba vardır ama sonuç yoktur.
Zaman, “büyülüdür”…
Büyüsü; “kendiliğinden” varmış gibi olmasındandır…
Bir önceki yazı Öğrenmeyi Sevmek…
Comment
Uzun zamandır okuduğum en etkileyici yazı diyebilirim beni elimde çoğalıp giden bir türlü bitiremediğim TKY raporlaması için bitirmeye teşvik eden..