İnsan, binlerce yıl yaşamını sürdürebilmek için “av”landı.
Yine insan; çok uzun zamandır uygarlığını geliştirebilmek, ileriye götürebilmek için “yetenek”ler peşinde koştu.
Bunu bazen kurumsal mekanizmalarıyla, bazen de “kurumsallaşmış aile”ler aracılığıyla yaptı.
Bilim, sanat, spor vs. gibi alanlarda binlerce yıldır bu yapı bozulmadı.
Batı uygarlığının oluşmasında bu anlayışın büyük katkısı olduğu ortadadır.
Bu konuda en iyi örneklerden biri Floransa’yı derinden etkileyen Medici ailesidir.
Birçok alanda “yetenek”li insanları Floransa’da toplamışlar ve bu bölgenin kaderini değiştirmişlerdir.
Sadece bugün adına değil, gelecek adına “iddia”sı olan her topluluk; bu iddiasını gerçekleştirebilmenin yolunun özel “yetenek”lere sahip insanlarla olabileceğini bilmek zorunda.
Şirketler “deneyim mi, yetenek mi?” ikilemini sistemlerinden uzak tutabilmelidirler.
Deneyim çok değerlidir ve her kurumun büyük ihtiyacı vardır. Ancak diğer taraftan deneyimin yüzü; “olabilecek olanlara” değil, “olmuş olanlara” dönüktür…
Gelecek ise; salt “olmuş olan”lardan bir sonuç çıkararak inşa edilemez.
Şirketlerin tek bir yöne bakan yüzleri olamaz. Tıpkı Roma İmparatorluğu’nun bir tarafı Doğu’ya, bir tarafı Batı’ya bakan çift başlı Kartaca Kartalı gibi, şirketlerinde; Geçmişe, bugüne, geleceğe bakan yüzleri olmalı.
Karşılaştırma yaparak birini diğerine tercih etmek ön kabulü yerine, “deneyimi de, yeteneği de bir arada yönetebilmeyi başarmak önemlidir.
Yönetimler için belki de en zor işlerden biridir bu.
Zordur… Zira dünyada yeteneği ölçebilen bir “yetenekmetre” yoktur. O nedenledir ki “yetenek”li insanlarla çalışma isteği, bir anlamda “risk almak”tır.
Bu bağlamda üzerinde durulması gereken; “Yetenek Yönetimi”dir.
Yeteneği açığa çıkarıp, onu yönetebilmek ve sonuçlarını takip edebilmek için, yönetimlerin özel bir çaba göstermeleri gerekir.
Oysa çoğunlukla bu çaba sarf edilmediği için, şu cümle yöneticilerin ağzından rahatlıkla dökülür. “Arkadaş yetenekli değilmiş”…
Sonra o “yeteneksiz arkadaş!”, başka şirketlerde başarılı olduğunda, kimse “neden” sorusunu sormaya cesaret edemez…
En büyük tasarımımız olan geleceğimizi, birlikte olduğumuz yetenekli insanlar ile inşa edebiliriz…
Bir önceki yazı Toplam Akıl…
Comment
Değerli Mehmet Bey,
Önemli bir noktaya temas ettiniz.”Yetenekli İnsan Yönetimi” sadece firmaların gelişmesinde değil, şehirlerin gelişmesinde de önemli faktörlerden olduğuna inanıyorum.
Coğrafyalarının sunduğu imkanları, doğru ve yenilenen vizyonlarla sosyal, kültürel ve ekonomik zenginliğe dönüştürebilen şehirlerin, yetenekli hemşerilerin gönül ve hedef ikliminde oluşan takımlarla dünya yarışında yer aldıkları görülmekte.
Takip ettiğim yazılarınızda temas ettiğiniz noktaların, kentimizde algılama ve tasarım niteliği yüksek, günlük heves ve fanatizmden beslenmeyen kardeşlerimiz arasında fikri işbirliğini sağlayacak iklimin oluşmasına katkıda bulunacağını ümid ediyorum.
Şehrimizin yazılarınıza ihtiyacı var.
Selam ve başarı dileklerimle.