Her insanın hayatında yazı tura attığı bir konu mutlaka vardır.
Ya kararsızlık anında, ya da yenişilemeyen bir oyun sonunda bir para, havada dönmüş ve yere düşmüştür.
Çoğu zaman bu yazı turalar, atıldığı anda unutulmuş, ancak bazıları ise insanların kaderini değiştirmiştir.
Aslında yazı tura atmak; “bu konuda sonuca ulaşamadık, sen bu konuda bizim adımıza karar ver” demek anlamına geliyor.
Küçük oyunlarda, küçük kararsızlıklarda insan biraz da, “hadi artık” yeter diyerek bu yola başvurabilir.
Ancak kişilerin kaderlerini değiştirecek kararlar, paranın havada parende atması ile belirlenmez, belirlenmemeli…
Geçmiş zamanlarda “verilerin sınırlı olması” ve karar vericilerin yetersizliği, bazı kararların yazı tura ile alınmış olduğu izlenimi vermekte.
Tarih, bu konuda sayısız karar ve kişi ile dolu.
İş dünyasındaki bazı örnekler de tarihe geçecek niteliktedir.
Bugünün dünyasının sertliği ve acımasızlığı, tarih içinde eriyip gitmiş birtakım kararları, ders niteliğinde tekrar irdelemeyi zorunlu kılıyor.
Şirket yönetimleri, hem kendileri, hem çalışanları, hem de kurumları hakkında aldığı kararlarda; “yahu bu kararı yazı turayla mı aldılar?” gibi bir kanıyı uyandırmayacak netlikte olmalıdır.
Bu nedenle günümüz dünyasında karar vericiler, duygularından önce “veriler ışığında” karar vermek zorundadırlar.
Yatırımlar ve üretimler hakkında, rakamlardan çok çabuk ikna olan yönetimler, çalışanlar hakkındaki verilere biraz mesafeli dururlar.
Bugünün bilgisi, insanların mesleki performanslarını ve yeteneklerini değerlendirme konusunda, neredeyse sınırsız olanaklar tanımakta.
Yönetim kurulları; nesnel veriler ışığında, görev alanlarına uygun insanları yerleştirebildiklerinde, şirketlerin geleceğini garanti altına almış olurlar.
Artık; ‘Ben adamı gözünden tanırım’ mantığıyla insanları işe almak, ‘sermayeyi kediye yüklemek’ le eş anlamlı…
Gelecek; metal paranın havada dönmesi ile değil, paranın bir veriye dönüşmesi ile kuruluyor…
Bir önceki yazı İşini Sevmek…
3 Comments
Gelecek,
Yol haritasını ortaya koyabilen, delege edip, pes etmeden takip edebilenlerin elindedir..
Sayın Mehmet Söylemez bey,
makalenizdeki hususlara katılıyorum, bu konu hakkında yazılmış güzel bir kitabında adını paylaşmak isterim . “YARI GERÇEKLERE DEĞİL, KANITLARA DAYALI YENİ NESİL YÖNETİM (Jeffrey Pfeffer,Robert I. Sutton ) (Harvard Business School Kitaplarından )
Saygılarımla
Devrim BALABAN
Günaydın. Görüşeli 10 yılı aşkın zaman oldu… Ama, hala konuştuklarımızı hatırlıyorum. Aynı istikamette çalışmalarınıza başarıyla devam ettiğinizi görmekten iftihar ediyorum. Size, ailenize ve AGT müessesesine daha büyük başarılar diliyorum. Yazdıklarınızı takibe çalışacağım. Selamlar. Günhan