Şimdiki zamanlarda en çok ihtiyaç duyduğumuz davranış biçimi; “temkinli iyimserlik” olsa gerek…
Hem dünya, hem de özellikle güzel ülkemiz, ülkelerin onlarca, hatta bazen yüzlerce yılda yaşayacaklarını, “bir yıl” gibi bir zaman diliminde yaşadı ve yaşıyor.
O nedenledir ki bugün yaşayanlar, rahatlıkla şunu diyebilir; “sanki üç yüz yaşındayım, bir o kadar anım ve tanıklıklarım var…”
Sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik hayattaki bu büyük değişimler, doğaldır ki, sanayi sektöründe de karşılık buluyor.
Ham madde girdilerindeki artış, dövizdeki büyük hareketlilik, ister istemez, dünyanın kalbi olan sanayi sektörünü derinden etkiliyor.
Yatırım yapmış olanlar ve yapacak olanlar için, geri dönüş zamanları uzuyor.
Ancak tüm bunlara “negatif durumlar” olarak bakmak, geleceği karartmak anlamına gelir. Dünya, benzer durumları birçok kez yaşadı ve her yaşanandan sonra da görüldü ki, çok daha iyi sonuçlara, çok daha parlak zamanlara geçilmişti.
Bu nedenledir ki bugünlerde en çok eksikliği hissedilen, pozitif olabilmek, pozitif bakabilmektir.
İhtiyaç duyulan; sanılanın aksine maddi olan değil, sinerji oluşturacak olan toplumsal enerjidir.
Ülkelerin tarihlerine baktığımızda büyük değişimler, büyük maddi güçlerle değil, o ülke bireylerinin oluşturdukları büyük sinerjilerle olmuştur.
Bunun için de önce güncel olanla değil, daha üst bir bakışla “bir şeylerin daha iyi gideceği gibi temkinli bir iyimserliğe, bir inanca” sahip olmakla gerçekleşebilir.
“Temkinli iyimserlik”… Bir boş niyet değil, daha çok çalışmanın, daha enerjik olabilmenin karşılığı olarak düşünülmelidir. Yoksa emeksiz boş niyet, mutsuzluğun anahtarıdır.
Yeni yatırımlar planlamaya devam edeceğiz, her şeyi sorgulayacağız, işimizi kılı kırk yararak daha iyi nasıl yapabiliriz diye düşüneceğiz, “idare eder” demeyeceğiz ve en önemlisi “temkinli iyimserlik” içinde olacağız.
İyi piyasalar, zor zamanlarda ona hazırlananlar için iyidir…
Bir önceki yazı Genelleme…
Leave A Reply