Köşebaşından döndüğünde,
Bir mektubun satır aralarında,
Okuduğun bir ilanda,
Bir telefon ahizesindeki seste,
Bir duvara kazınmış 2500 yıllık işarette…
Ya da… Hiç tahmin edemediğimiz bir şekilde karşımıza çıkan “sürpriz”ler.
Bazen bizi çok şaşırtır,
Bazen bizi çok üzer,
Bazen heyecanlandırır,
Bazen bizi sevince boğar.
“sürpriz”, biz insanlar içindir.
Ve insanlar “iyi” diye kabul ettiği sürprizler karşısında, sanki “olması gerekirmiş” gibi davranırken, “olumsuz”luk içerenler karşısında ise “kendisine karşı hayatın oyunu” düşüncesiyle bakar.
Hayatın rutin akışı içinde insan sınavlardan geçse de, sınavdan geçtiğini çoğu zaman fark etmez.
Evet fark etmez.
Sıradanlaşmış ve her günün bir önceki günün aynısı olduğu hayatlar.
Giderek hayatın heyecanlarının yok olduğu “heba edilen zaman”lar.
Oysa “sürpriz”ler insana, hayatın sınavları ile yüzleşme anlamında, “hayatın kapılarındaki kilitleri” açma olanağı verir.
Şunu hiç akıldan çıkarmamak gerekir;
Her sürpriz, yeni bir sürprizi içinde barındırabilir.
O yüzden kapının arkasında ne olduğunu bilmeden, kilide anahtarı sokmak, sürprizlerle yaşamayı öğrenmek demektir.
Hayat, olumlu ve olumsuzun bir aradalığıdır.
Hayatın hep olumlu ya da olumsuz olduğunu düşünmek ve ona göre hayatı tasarlamak;
Bir tek kapı kilidini açmadan göçüp gitmek anlamına gelebilir…
Bu gökkuşağını hiç görmemek gibidir…
Bir önceki yazı Hissetmek…
3 Comments
Sürprizler her zaman beklenmeyen farklı şeyler olduğu için heyecan verir, oda bir değer olduğu için rutin, sıradan hayatta fark yapar.
Ben,sedefe benzerim; beni kırdıkları zaman gülümserim!..Bir rahatlığa, bir üstünlüğe ulaşınca gülmek,ham kişilerin işidir!..İnsan olan kırılıp ezildiği zaman gülümseyendir..Hz.Mevlana.
Geleceğin ne getireceği endişesi, yaşayacağınız kötü günlerin habercisi olabilir,çoğu zaman süprizlere de kapı açabilmeyi başarabilmeliyiz. Herşey bizim için.