Yol giderken en önemli güvenlik unsuru; ne arabanın kalitesi, ne yolların iyi olması, ne de atmosferik koşullardır.
Bunların hepsi çok önemlidir, ancak en önemlisi değildir.
Sürücünün yol giderken, inişli çıkışlı olmayan bir ruh haline sahip olması, “yol gitmeyi” iyi ve güvenli hale getirir.
Yarış pilotlarına çok küçük yaşlardan itibaren “gerilimli anlarda kendilerini kontrol altında tutma eğitimi” verilmesinin altında da bu yatar.
Yollar uzadıkça, buna hazırlıklı olmayan her insanın gerilimi giderek artar.
Hata, genellikle bu zamanlarda yapılır. O yüzdendir ki araç kullanan her insanın önce, “ruhunu ehlileştirmesi” hayati önem taşımaktadır.
Bunun en iyi yöntemi de, araç kullanmayı, bir yerden bir yere gitmek olarak değil, bir süreci yaşamak anlamına gelen “yol gitme”yi, bir yaşam felsefesi haline getirmektir.
İş yaşamında da “yol gitmek”, önemli eşikleri atlamakta en önemli ışık tutucu olabilir. İş yaşamı “süreç”ler toplamıdır. Farklı alanlarda, farklı zamanlarda, farklı insanlarla yaşanan farklı süreçler.
Çoğu insan, sadece sonuçlardan mutlu olur. Bu insan için en büyük tehlikedir.
Evet… insan, yaptığı her işin sonucunu almalıdır. Sonuç alınmayan iş anlamsızdır.
Ancak, sadece “sonuç odaklı yaşamak”, özellikle üretim alanlarında “mutsuzluğa davetiye çıkartmak”tır.
Yıllar sürecek yatırımlarda, yıllar sonra sonuç alınacak işlerde, bu süreçleri yaşamaktan keyif alacak bir ruha sahip olmak önemlidir.
İnsan, sürecin sonucundan mutlu olmanın ötesinde, sürecin bizatihi kendisinden de keyif alabildiğinde, süreçleri doğru yönetebilir.
Uzun yıllardır insan; “süreç odaklı” ve “sonuç odaklı” diyerek, kategorize edilmeye çalışılır.
Bugünün dünyasında bu kategorik bakış yerine, birbirini var eden ve her iki durumdan da eşit oranda keyif alan zihinlere her zamankinden çok ihtiyaç duyulmaktadır.
Sadece “süreci yaşamak” ya da “iş bittikten sonra” keyif almak yerine, bütününden keyif almak, hayatı daha da “yaşanılır” kılar…
Bir önceki yazı Kim Kuş Beyinli?
4 Comments
Son iki yazı ve özellikle bundan bir önceki yazı… Yıllar sonra sorulacak bir “ne zaman?” sorusuna cevap olacak kadar ilginç:
“İşte o yazılardan sonra…” Yıllar sonra görüşürüz umarım. Elinize sağlık…
Çoook önemli bir konudur. Çoğu kişinin heves ve coşkuyla başlayıp, aynı şekilde devam edememesinin ve bitirememesinin altında bunun yattığını düşünürüm; “bütününden keyif almak”… Beyninize, yüreğinize sağlık.
Merhabalar; ısrarla paylaştıgınız twitlerden sonra dayanamayıp tıkladım yazınıza emeğe saygı diyerek, yakın zamanda geçirdigim bir süreci anlatan bir yazı olmuş.Ben sonuç odaklı çalışan kümedeydim ve ne yazıkki süreçten zevk almadıgım gibi süreci yaşarken olası kötü sonucu düşündükçe panik ve çarpıntı hasıl oluyordu:) neticede sonuca da ulaşamadım en azından birkaç ay sonrasına erteledim sonucu.Keşke süreci daha sakin eğlenceli yapabilseydim diyorum.Sizin suçunuz yok mu sayın yazar? Biraz geç yazdınız tabii. Yazınızda dikaktimi çeken bir nokta da çok önemli deneyimlerinizi özele indirgiyorsunuz belkide bana öyle geliyor. Syg…
Bazen girdiğiniz yol ulaşacağınız menzilden daha fazla sizi mutlu edebilmektedir. Dolayısıyla yolculuk esnasında yeniliklere açık olmak, cama bakıp ondaki kiri görmeden ilerideki, çevredeki, yoldaki güzellikleri, yeşillikleri, güzel yolcuları görmek yolu, yolculuğu zevkli ve keyifli hale getirmenin gereklerinden olsa gerek. Bu arada yol arkadaşlarını unutmamak gerekir. Keyifli, enerjik, ışıklı insanlarla yapılan yolculuk keyifli oluyor. Hayata daha mutlu tutunabiliyorsunuz. Daha olumlu olabiliyorsunuz. Dolayısıyla olumlu bir yaklaşım içerisinde, önce sonuca götürecek yolun güzel seçilmesi, yol arkadaşlarımızın güzel olması ve bunun yanına vasıtamızı da düzgün seçtiğimizde yol da, yolculuk da, yolcular da, sonuçta güzel olacaktır. Hele birde bir soğuk su başında vereceğiniz molada soğuk suda patlayan karpuz, biraz da yanında zeytin ve peynir oldu mu, keyfine doyulmaz.
Hepinize, hepimize güzel yolculuklar dilerim. Yolunuz açık, geleceğiniz aydınlık, ışığınız, bereketiniz, başarınız bol olsun.
Muhabbetle, saadetle, selametle yola devam ediniz.Recep Ali Topçu- ADELL