Günümüz insanının çalışma yaşamı, uzun bir zaman dilimine yayılmakta.
Ömrün büyük bir kısmı, çalışmakla geçiyor.
Hayatlarının büyük bir bölümünü “düşünmek”, “tasarlamak”, “üretmek” ve “yönetmek” ile geçiren bu insanların sürekliliğini sağlayacak olan nedir?
İnişler çıkışlar yaşansa da bu geniş zamanın belli bir “istikrar” ı olmalıdır.
Heyecanlar, coşkular, başarılar, başarısızlıklar, umutsuzluklar…
Hepsi iş yaşamında sıkça karşılaşılan durumlar. Bir anlamda yaşamın gerçeği…
Tüm zamanlara yayılmış bir coşku… Olabilir mi?
Tüm zamanlara yayılmış bir heyecan… Olabilir mi?
Tüm zamanlara yayılmış umutsuzluk… Olabilir mi?
Olamaz, gece ve gündüzün döngüsü gibi bu duyguların da bir döngüsü vardır.
Tüm iş yaşamında, sürdürülebilirliği sağlayacak olan şey ise “şevk” tir.
Evet… Şevk.
İnsanın hayat ile bağını nasıl ki “yaşama şevki” güçlendiriyorsa, iş yaşamındaki sürekliliği sağlayacak olan da “çalışma şevki” dir.
Çalışma şevki, bütün çalışma zamanını boydan boya geçen “aort damarı” gibidir.
Onda olacak en ufak hasar, tüm yaşamsal dengeyi bozacak kadar ağırdır.
Bu nedenledir ki, lider ve yöneticiler;
Hem kendi, hem de birlikte çalıştıkları insanların “çalışma şevklerini” arttırabilmek için her gün “yeni yöntemler” düşünmeye zaman ayırmalıdır.
Geleceğin yöneticilerinin en çok kafa yoracakları konu bu olsa gerek.
Bunu düşündüren ise; gelmekte olan kuşakların bugünün insanından farklı bir zihne sahip olmaları ve bir de konsantrasyon problemi yaşamaları…
O nedenle, her güne; “dünün yöntemi dünde kaldı…” cümlesiyle başlamak yararlı olabilir.
Hele kırılganlıkların tavan yaptığı, havadan nem kapılan zamane dünyasında, ‘şevk’i kırılmış her çalışan, negatif dünyanın çilingiri gibidir.
Kapı bir açıldığında, açık kapıdan giren çok olur.
Hayallerimize ulaşmak için gereken enerji, şevkimizdir…
Bir önceki yazı İşin hilesi, dürüstlüktür…
Comment
Hayallerimize ulaşmak için gereken enerji; (A)zim, (G)ayret ve (T)utkuyla çalışmaktır