Yıllar önce Üniversite hocası bir arkadaşımla konuşurken, konu iyi öğrenci – kötü öğrenciye gelmişti. Arkadaşım “kötü öğrenci yoktur, kötü hoca vardır” dedi ve ekledi;
“İyi hoca, herkeste var olan kendine özgü potansiyeli açığa çıkartmanın yöntemini öğretir. Öğrenci kendi ışığını kendi parlatır. Kötü hoca ise, verdiklerine cevap arar.”
İlginç bir ele alış diye düşünmüştüm.
“Şimdi gelelim, senin alanına” demişti.
“Ne varmış benim alanımda” dediğimi hatırlıyorum.
“İyi öğrenci-kötü öğrenci konusu, aslında toplumun tüm katmanlarına işleyen bir hastalıklı bakıştır. İyi politikacı-kötü politikacı, iyi doktor-kötü doktor, iyi patron-kötü patron, iyi sporcu-kötü sporcu…vb. gibi.
Her yapılan iş ve bu işi yapan kişi bu değerlendirmeye maruz kalır. Üretim alanlarında da en çok şikâyet konusu ‘iyi personel bulamıyoruz’ değil midir?”
Evet haklısın. Herkesin en büyük yakınması budur.
“Sorun burada başlar. İşveren, ne istediğini tam tanımlamadığında, göreve göre insan seçmediğinde, iş potansiyeli ile personel potansiyeli arasında doğru ilişkiyi kurgulamadığında ve en önemlisi; “her insanın içinde bir ışık vardır” düşüncesine sahip olmadığında, “kötü personel” lafı ortaya çıkar.”
“Şimdi gerçek problemin kaynağı sence kim?”
Katılmamak elde değil diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Bugün baktığımda benzer şikâyetleri dile getiren birçok iş adamı arkadaşım var. Ancak yine de bu işin iki tarafı olduğunu göz ardı etmemek ve iki tarafında eşit oranda bu olumsuz durumda pay sahibi olduğunu düşünmek gerekiyor.
Zira çalışanların en büyük problemlerinden biri; patronun gözüne girip, “iyi personel” denilmesini sağlamaktır. Bu tanımlama sanki bir tür kutsanmaktır. Kutsanan her personel, sanki yerini garantilemiştir ve ense yapabilir.
Oysa her yeni gün yeniden başlar…
Bunu işverenler ve çalışanlar öğrendiğinde, “gelecek güzel gelecek”tir…
Bir önceki yazı “Girişim/ci“
5 Comments
Üstadım;
İnsanı kalp, ruh, beden ve zihinden müteşekkil bir “bütün” olarak kabullenmediğimiz ( Covey Hoca’ ya saygılar )ve bu bütünün tüm cephelerine saygı duymadığımız müddetçe, insana ve özelde iş hayatına genelde tüm yaşama bakışımızda yanlış mercekleri kullanmaya ve “miyopi” haline devam edeceğiz. Sizler gibi iş insanlarının bu tür katkıları olumlu sonuç verecektir inşallah.
Selamlar, saygılar;
Lütfullah Kutlu
mehmetciğim eline sağlık salı günkü konuşmada geçen sorulara güzel bir cevap içeriyor.yazılarını paylaştıgın için teşekkürler orhan senoğlu
Ellerine, gönlüne sağlık….
Mehmet Bey salı günü hediye ettiğin kitabını keyifle okudum .Tabii ki çok büyük bir kültür geçmşi ve büyük bir bilgi birikiminin eseri eline sağlık aramızdan insanlardan [turan şahin] da alıntılar koymuşsun bu da ayrı bir güzellik nezaket. Çok akıcı çünkü her farklı bölüm kısa tutulmuş sıkılmadan öteki bölüme geçip merakla öteki bölüme geçerken bir de baktım kitap bitmiş.kutluyorum
hoca nekadar iyi olursa olsun içindeki değerler uygun olmazsa o şeyi parlatamazsınız, hep mat kalır.Birtek çözüm parlatmak için kaplama yaparsınız oda altın semerli olur. Elinize sağlık hoşcakalın