Değişkenlerin çok olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Üstelikte bu değişkenlerin de her an değiştiği bir dünya…
Değişkenlerin bu kadar çok ve sofistike olduğu günümüz dünyasında, “tutunabilmek”; çok boyutlu düşünebilmek, her olasılığın penceresinden bakabilmek, aynı anda kendisinin “öteki”si olabilen bir zihinle gerçekleşebiliyor.
Stefan Zweig’in “satranç” adlı romanının kahramanı Dr. B.’nin, zorunlu bir yalnızlık sonucunda kendi kendisi ile satranç oynamasını aktardığı bölüm, iyi bir örnektir.
“Ama kendime karşı oynamaya kalkıştığım andan itibaren, bilinçsizce meydan okumaya başlıyordum. Siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek, kazanmak için kendine göre bir hırsa, bir sabırsızlığa kapılıyordu; siyah olan ben, beyaz olan ben’in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu. Bir tanesi bir yanlış yapınca, öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da beceriksizliğine kızıyordu.”
Dr. B., siyah ve beyazdan oluşan 64 karelik tahta da, satrancın belirlenmiş kuralları ile oynuyordu.
Bugünün dünyası ise, siyah beyaz ve grilerden oluşan, sonsuz sayıda kareden oluşuyor ve üstelikte, kuralının pek olmadığı bir gerçek…
O yüzdendir ki, tek bir noktadan durup bakarak, bugünün dünyasında karar vermek, parlak sonuçlar doğurmuyor…
İş dünyası; değişkenleri ile yaşamayı öğrenenlerin ayakta kaldığı bir dünya.
Burada yer alan her yönetici; “ben”in içinde başka “ben”ler oluşturabildiği ve o yeni “ben”lerin bakışıyla da bakabildiği oranda ayakta kalıyor.
Bu çok boyutlu bakabilmenin de ötesinde, zihnin bir anlamda “kendisi ile empati” kurabilmesidir.
Gelecek inşa edilecekse, hem geleceği oluşturan yeni kuşaklar, hem de zihnimizdeki, “öteki ben”e kulak vermeliyiz.
Bunu gerçekleştirebilen zihinler, “güzel gelecek”ten söz edebilir…
Bir önceki yazı “Değerler“
4 Comments
Kaç “ben” var benliğimde;”ben”den daha güzel,daha kuşkulu,daha kıskanç,daha azimli,daha sabırlı…kendimize ne kadar fırsat tanıyor hatta kendimizi ne kadar tanıyoruz?? Elinize sağlık!
İş dünyasında eski “ben”ler kalite ve daha iyiyi, yeni “ben”ler ise ayakta kalmanın yollarını arar oldu.Benim anladığım “ben”lerin stratejisi olumsuz yönde baya değişti.Bu yüzden herkese kolay gelsin.
insan oğlu kadar bencil ve korkunç bir hayvan yoktur aslında öteki ”ben” i yaratmaya çalışırken bile farkındasınki iyi yada kötü diye bir şey yoktur. ve bunu yalnızca düşünce var ediyor . Yazı için teşekkürler.
Bugünün liderlerinin orda olmasının nedeni geçmişleri, geçmişte yaptıkları ama adapte olamazlarsa tarih olacaklar. Yeni liderlere ihtiyacımız var… Bu yeni duruma adapte olamayanlar sinerjinin dışında kalacaklar..