Dijital devrim ile birlikte basılı kitap konusunda, dünyada ikircikli düşünceler oluşmaya başlamıştı. Özellikle tablet bilgisayarların ortaya çıkması, ‘artık kağıt üzerinde kitap düşüncesi tarihin sayfalarında yerini aldı’ gibi cümlelerin sıklıkla duyulmasına neden oldu. Artık herkes bilgisayarından, tabletinden kitap okuyacaktı.
Evet… Bu büyük bir kolaylıktı. Ancak kağıda dokunmak başka bir şeydi. Bir kitabı eline almak, onu okşamak, koklamak hala çok farklı bir duyguydu.
Bir kitapçının rafları arasında dolaşmak,
Bazen hiç bilmediğin bir yazarın kitabının seni çekmesine izin vermek,
Bazen kapağın üzerindeki desenin ilgini çekmesi,
Bazen senin gibi raflar arasında dolaşan birinin önermesi…
Bunlar hala müthiş duygular… Ve bilgisayar ekranında olmayan sıcaklıklar.
İlginçtir ki, son yıllarda beklentilerden çok daha fazla kitap basılıyor. Bu dünya ve okurlar için büyük bir şans…
Tüm bunları bana düşündüren ise Dubai’de girdiğim bir kitapçı oldu.
Tıpkı büyük yazar Jorge Louis Borges’in düşü gibi.
O; ‘Evreni dev, sayısı belirsiz altıgen dehlizlerden bir kitaplık olarak düşlemek.’ diye betimlemişti.
Gerçekten de insan böyle bir kitapçının varlığını gördüğünde hem mutlu oluyor, hem de şaşkına dönüyor. Böyle bir kitapçıda insan günlerce dolaşabilir ve sadece, evet sadece kitapları seyredebilir.
Tabii ki dünyada inanılmaz kütüphaneler ve içlerinde de milyonlarca kitap var. Kütüphaneler antik dönemden bu yana insanlığın belleği.
Ancak kitap satmak için böyle bir mekanın varlığı müthiş.
Bu, teknolojiyi de geliştiren bilginin çoğalması adına çok değerli. Ve siz orada birçok kitaba ulaşabiliyorsunuz.
Kitabevinin koridorlarında dolaşırken şunu düşündüm:
Yeni bir şey ortaya çıktığında, var olanlar ile ilgili yargılarımızı zamana bırakmalı, daha da doğrusu; yeni olanları, var olanlara eklediğimiz zenginlikler olarak düşünmeliyiz.
Bunu yapabildiğimiz oranda, hayat tüm zenginliğini bize bağışlayacaktır…
Bir önceki yazı Hayat Bir Bütündür…
Comment
Heyecan ve hevesle okuduğum kitaplara merakım onları mağazalarından seçmem ve içeriğine bakmam ona dokunmam koklamam hepsi etken açıkcası internet üzerinden aldığım kitaplar o kadar haz vermiyor Mehmet Bey aynı fikirdeyiz.Olayı yerinde incelemek mesele 🙂