Kapı ilginçtir.
Mekanların ve o mekanların temsil ettiği düşüncelerin farkına varmamızı sağlar.
O yüzden tüm tarihi kentler, kendilerini anlatan anıtsal kapılara sahiptirler.
Kapıların olmadığı bir dünya, bugünkü dünya gibi olmazdı.
Belki de sürekli bir koridorda yürüyormuş duygusuyla yaşardık.
Bugün modern kentlerin her biri “kapı”… Ya insanı içine alıyor ya da dışına atıyor.
Ayrıca simgesel bir kapıya ihtiyacı yok bugünün kentlerinin.
Bunun yanısıra bizim ürettiğimiz kapılar ve onların iki yüzünde sürdürdüğümüz farklı hayatlarımız var.
Her kapının iki yüzü, onu kullanan insan için neredeyse “iki farklı dünya” anlamına geliyor.
Dışarısı ve içerisi.
Bir kapıdan girdiğimiz gibi çıkıyorsak durumu gözden geçirmek gerekebilir.
Kapı üzerine beni düşünmeye iten şey, oğlum Melih’in üniversiteye bu yıl adım atmasıdır.
Üniversitenin o ve onun gibi milyonlarca genç insan için hayatlarının dönüm noktası olduğunu düşünüyorum.
Onlar şimdi bir kapıdan içeri girecekler.
Geçtikleri kapının farkına varmaları bile yeterli. Tabii ki alacakları bilgiler, edinecekleri dostluklar çok değerli. Bundan şüphe yok.
Ancak, o kapı;
Hayatları değiştirebilen, yeni ufuklar açılmasını sağlayabilen ya da “duvar” olan kapı…
Hayatın nasıl eşiklerden oluştuğunu görmek açısından çok önemli.
“Hayali Yerler Sözlüğü”*nde, François Rabelais’ın Pantagruel’indeki “şişenin kahininin adası”ndan aktarılan;
Bu kapıdan geçmeden, lütfen bir fener al yolda sen.
Dizesinin tüm genç arkadaşlarıma ve Oğlum Melih’e rehber olmasını dilerim.
Zira attığımız her adımda, bulunduğumuz her mekanda kimse bize feneriyle ışık tutmaz.
Sadece bizim fenerimizin ışığının biraz daha parlak olmasını sağlar.
O yüzden yeni hayatta el fenerleriniz yanınızda olsun…
*”Hayali Yerler Sözlüğü” Alberto Manguel, Gianni Guadalupi YKY
Bir önceki yazı “Bayram…“
8 Comments
Sevgili Melih’e de tüm gençlere de açılan kapılar dilerim hep aydınlığa ulaştırsın. Aydınlığa açılamayan kapılar içinse çok güzel yazığınız gibi fenerleri daima yanlarında olsun… Yine damar bir yazı olmuş, elinize sağlık…
Abi tavsiyeleriniz bizlere fener olmaya devam ediyor 🙂 aydınlık yarınlara yürüyebilen genclerden olmamız dilegiyle . Elinize sağlık ..
“Kapılar, ahh duvarların duvar olmaya ara verdiği o özgürlük anları. Yunusun yatarak girdiği sınav…
Benim adamımın yürüyerek geçtiği bir yol olur inşallah…”
Patrona yorum yazmaktan hazzetmem ama Melih olunca dayanamadım 🙂
‘Kapıların olmadığı bir dünya, bugünkü dünya gibi olmazdı.’ kapılar olmasa sanki daha özgür daha iletişim içinde bir dünya olurdu.Kapıya yönelme cesareti gerekmez,kapılardan sonra hayal kırıklıkları olmazdı.Galiba kapı bize hep engel,dediğiniz gibi ‘duvar’ çağrışımı yapıyor.Keşke kapılar olmasa…Her yöne açılabilen uzun bir koridorda yürümek daha eğlenceli olabilirdi.
Beytüllahimde doğuş kilisesine girerken kapının üst kısmına çarpmamak için başımızı eğerek girdik.Daha sonra içeride dolaşırken o küçük kapıdan az ilerde kapalı daha geniş ve büyük bir kapının olduğunu gördüm.Küçük kapıdan başımızı eğerek girmemiz kabul etsekte etmesekte oraya olan saygımızın göstergesiymiş.Melih beye kuralları güzel olan kapılar dilerim.
bir kapıdan girdiğimiz gibi çıkıyorsak durumu gözden geçirmek gerekir söyleminiz cok doğru…actigimiz her bir kapı, bir kader misali… insan kaderini kendi çizer…hayat Farkli yollardan ibarettir evet fakat cogu temenni (kapı) aynı… doğru yolu bulmak adına fenerimizi yeterki sağlam tutalım… bu Fenere ışık yakmak adına yazdığınız yazınızı cok beğendiğimi vurgulamak isterim.., yüreğinize sağlık …
Bir kapı kapansa da bir kapı muhakkak açılır sözü kapının ne denli önemli olduğunu çok güzel imgeler.İşte her durumda gözlerimizin aradığı muhakkak ki hep kapıdır,ev kapısı,el kapısı,han kapısı okul kapısı bazı kasabalarda kasaba girişlerinde bile ihtişamlı kapılar mevcuttur kısacası hayata açılan tüm kapılarda rehberimiz yine yüreğimiz ve bize gerekli fener ışığını yansıtan büyüklerimizdir,Melih bu konuda şanslı çünkü Mehmet Bey’den almış olduğu ışığa kendi ışığını da ekleyerek tüm kapılardan aydınlık bir şekilde geçecektir…..bizlerede yansıttığınız ışığınızdan dolayı teşekkürler çünkü bizlerde çocuk yetiştiriyoruz..iyi ki varsınız
Yazınızı okuyunca doksanlı yılların ortalarında evden çıkıp yeni bir hayata merhaba dememe vesile olan hayatımın dönüm noktası Kapıları anımsadım.
İlki özlemle yoğrulmuş,arkada bıraktıklarını düşünen aileden ilk defa uzun ayrılmanın buruk sevinciyle çıktığım fakat üniversitenin ilk günlerinde alışamadığım için dönmeye çalıştığım Evi(min) Kapısı,
diğeri ise üniversitede geçen zamanla birlikte alıştığım, çevre,arkadaşlarım,öğretmenlerim kazandığım tecrübe ve deneyimler sayesinde girdiğim geçen zamanın aksine kapatmaya zorlandığım benim için hala ve yaşam boyu açık olacak Üniversite Kapısı.
Öğrenim Kapısı….
Hayatımızın dönüm noktası çok önemli bir kapı.Açmadan önce iyi düşünmek gerekiyor.
Üniversitenin ilk gününde tanışma sohbetinde geçen diyalog açtığımız kapının ne kadar önemli olduğunu özetliyor aslında.
Lise sıralarının aksine kocaman amfide toplanmış sınıfa giren profesörle sohbet ediyorduk.Kendinden emin görünen,biraz ukala öğrenci kafasından geçtiği şekliyle sohbetin arasına tabiri caizse balıklama daldı.
-Hocam üniversitede ilk günüm
buraya çok da hevesle geldiğim söylenemez
Ailem ve özellikle babamın isteğiyle geldim
Bana kalsa buraya dört yıl ödeceğim parayla son model spor bir araba alırım onunla ve kalan parayla hayatın tadını çıkarırım” dedi.
hayatın tadını çıkarmayı son model spor arabanın kapısını açmakla eş tutan ve bundan övünç duyan öğrenciyi profesör şöyle yanıtladı:
-O halde hiç durmayınız
geldiğiniz kapıdan değil hatta pencereden çıkınız”
Evinizin kapısını kapattığınız günden itibaren bugün açtığınız ve az önce belirttiğiniz çok da istekle açmadım dediğiniz kapı -görmeyi bilirseniz size farklı bir dünyayı aralayacak- yani sizi henüz açmadığınız yüzlerce kapı ve farklı dünyalarla tanıştıracak.
Eğer fark edip aralamak isterseniz spor arabanızla gidemeyeceğiniz büyüklükte ve derinlikte kapılar.
bugün ister burada kalın isterseniz buradan ayrılın fakat size tavsiyem kapıları açmadan önce iyi düşünmenizdir.
uzun sessizliği yine aynı öğrencinin dışarı çıkabilir miyim cümlesi bozdu
tahmin edin sınıftan çıkmak için nereyi kullandı?
…
o gün kapattığı üniversitenin kapısını bir daha açmadı.
sözlerimi çok severek okuduğum fransız yazar andre gide’nin dar kapı romanının giriş cümlesiyle noktalamak istiyorum.
““Dar kapıdan girmeye çabalayınız. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı büyük ve yol geniştir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar çok azdır.”
sevgi ve saygılarımla