Birlikte başarmanın, bir şeyleri inşa edebilmenin tılsımlı cümlesidir “bir olmak”.
İnsanlar yan yana geldiğinde beraberdirler…
Ama “birlikte olmak”, “beraber olmak”tan çok daha fazlasıdır.
Ne erkekler ne de kadınlar ayrı dünyaların varlıkları değildir.
Doğaları ve kültürleri, birlikte varlarsa yeni bir şeylerin ortaya çıkmasını olanaklı kılıyor.
Geçmiş zamanlardan bugüne akan fotoğraflar, filmler, yazılmış olanlar, bize şunu söylüyor; nerede güzel bir şey varsa arkasında, kadın ve erkeğin birlikte başardığı bir öykü vardır.
Kadın;
Bazen bir ilham perisi,
Bazen bir esin,
Bazen yan yana mücadele,
Bazen de karşı karşıya mücadele edilen olmuştur…
Bugün de kadın, tüm örselenmesine karşın “hayatın yarısı” olarak, dokunduğu her şeye değer katıyor.
Bunun en iyi karşılıklarını; şirket yönetimlerinde yaşamaktayız.
Uzun yıllar boyunca sadece erkek egemen olarak süregelen bu konularda kadınların da yer alması, açıkçası daha kompakt yapıların oluşmasına neden oldu.
Kadın ve erkeğin farklı bakışları, farklı yorumları büyük bir sinerjinin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Burada temel kriter; çarpıştırarak bir enerji üretmek değil, birbirini tamamlayarak bir sinerji açığa çıkarmaktır…
Kadının hayatın her alanını paylaşıyor olması, bugünün [anlamsız] moda deyimiyle ‘pozitif ayrımcılık’ yapmak değil, olması gerekeni dile getirmektir.
Deneyimlerim bana şunu gösterdi; Üretim ve yönetimde, tek kanatla uçulmuyor.
Wim Wenders’in unutulmaz filmi Paris Texas’ın sonunda ışıklı bir tabela belirir ve onun üzerinde ‘birlikte başarırız’ yazar…
Evet…
Erkekler ve kadınlar yaptıkları ne olursa olsun, bu duygu ile bakabilirlerse, dünya bugünkünden daha keyifli olabilir…
Bir önceki yazı Tam Zamanı…
2 Comments
Sizi tebrik ediyor başarılarınızın devamını diliyorum. Topluma ve insanlığa etkili ve mantıklı yazılarınızla kendinize hayran bırakıyorsunuz.Günümüz ve Gönlümüz hayırlara vesile olsun Mehmet Semih bey..tanışmak dileği ile..
Sanırım Yga’nın çift kanatlı olmasınıda buna bağlıyorum ağzınıza sağlık mükemmel bir yazı olmuş 🙂