3 Ağustos doğum günümdü…
İnsanlık tarihinin zaman/insan ilişkisini iyi anlatan cümlelerinden biri Augustus’un, “zaman bizim bedenimiz”dir…
İnsanın neredeyse tüm hayatı, bedenine yazılır.
Aynı zamanda da beden ve ruh, yaşını dışarıya vurur.
Bir tür göstergeye dönüşür “yaş”…
İnsana baktığımızda, tüm davranış ve söylemleri, çoğunlukla “yaş”ını söyler.
Konuşmak, oturmak, yürümek, gülmek, ağlamak.
Bilgi edinmek, bilgiyi kullanmak, bilgiyi içselleştirmek…vs. vs.
Hepsi “yaş”la paralel gider.
İnsan, bedenini tanıdıkça, bedeninin davranışlarını kendileştirir.
Yürüyüşünden gülmesine kadar, her insani özellik, “yaş”la gelişir, değişir…
“Bilgi” ile de ilişkisi ilginçtir.
İnsan, önce bir sünger gibi bilgiyi emer.
Uzun bir süre, bu emdiği bilgiyi, kaynağından geldiği gibi kullanır.
Sonra bir gün, o güne kadar edindiği tüm bilgi için;
“tüm okuduklarımı, öğrendiklerimi ben söyledim” duygusunu yaşar…
İşte bu duyguya kapıldığı çoğunlukla kırklı yaşlardır.
Her yaş güzeldir, ancak kırklı yaşlar bu nedenle daha güzeldir.
Bedenin, ruhun ve bilginin “uyumlu” olduğu en güzel zamanlar…
Albert Camus; “Her insan 40 Yaşından sonra, hem kendi, hem de çevresindekilerin yüzünden sorumludur” derken, kırklı yaşların insanın hayatında önemli bir “kırılma” ve aynı zamanda “sorumluluk” alma yaşı olduğunu işaret eder…
Evet… sorumluluk almak.
İnsanın doğası, her yaşta “sorumluluk” almaya yatkındır.
İyidir de bu duygu. Onu güçlendirmek, köreltmemek gerekir.
Ancak her yaş/deneyim’in bir kapasitesi olduğunu göz ardı da etmemek gerekir.
Zamansız ya da gecikmiş her “sorumluluk” almak ya da vermek, “mutsuz” bir insan ve “başarısız bir iş yaşamı” anlamına gelebilir…
Büyük şair Behçet Necatigil; “bazı şiirler, bazı yaşta yazılır” cümlesi yalın ama bir o kadar da derindir.
O yüzdendir ki her yeni yaşın, bizde oluşturduğu “yeni” olanı fark etmek, bir yaştan sonra (özellikle kırklı) sadece “kendimizi” değil, tüm çevremizi etkiliyor…
Her yaş dönümü, insanın “hayatından uzaklaşıp, hayatına bakması” için iyi bir fırsattır.
Senede bir gün bunu yapmakta büyük yarar var.
Bu zamanların benim için sloganı;
Kırk yaşını çok sevdim…
Bir önceki yazı Başarı anıları…
3 Comments
Sevgili kardeşim,senin için sağlıklı ve mutlu yaşayacağın bir ömür diliyorum.
Biliyorum ki seveceğin daha çok yaşların olacak.Çünkü yaşlanmak güzeldir…
Geçmişini de gösterir geleceğinide.
Lakin farlar açık olacak!
Gece-gündüz…
Senin ve tüm okuyucularının bayramını kutluyorum.
Yazınız sade ve çok anlamlı olmuş.Her yasın ayrı bir güzelliği var. Sizin hissettiklerini bende 30 yaşıma girerken hissetmiştim ve değişim hemen başladı 4 yıl sonra 40 hiç korkmuyorum yıllardan…
İnsan yaşadıkça güzelleşiyor. Keyfi daha bir başka oluyor herşeyin. Sağlığımız bırakmadıkça her yaş çok güzel:)