Uzay araştırmalarında bir eşiğin geçildiği günleri yaşıyoruz. NASA, Mars’ta donmuş halde tuzlu su bulunduğunu açıkladı. İnsanlığın onlarca yıldır sürdürdüğü çalışmaların en heyecan verici bilgisiydi bu…
Artık uzay çalışmalarında, bundan sonraki sürecin nasıl gelişeceği üzerine bilim insanları başka türlü düşüneceklerdir.
Sokağın yorumları ise ilginç. Çoğu yorumda, artık dünyaya bir şey olursa gidilecek bir başka gezegen gibi görülüyor Mars…
Tipik bir mirasyedi ruhu… Emek verilmeden elde edilen her şey, çok çabuk çarçur edilir.
Örnek, içinde yaşadığımız dünya…
Dünyanın bize bahşettiği nimetlerin çoğunu, emek vererek elde etmiş olsaydı, insanoğlu dünyayı bu kadar hoyratça harcar mıydı?
Çevre kirletiliyor, temiz su kaynakları giderek azalıyor, yeşil alanlar ortadan kaldırılıyor… En önemlisi de, doğanın kendini yenileyebilmesinin bütün parametreleri ortadan kaldırılıyor.
Bilim insanları bu konuda “eşiğin aşıldığı”nı dile getiriyorlar…
Sadece doğa mı?
Diğer taraftan; insanlık mirası olarak kabul edilen mekanlar, nesneler, ideolojik nedenlerle yok ediliyor, ortadan kaldırılıyor. Benim değilse, benden değilse “yok olması”nda bir sakınca yok denilerek.
Bütün bunlar aslında bize “miras” kavramını gerçek anlamda sorgulamamızı zorunlu bir durum olarak ortaya koyuyor.
Bu sorgulama, akrabalık ya da benzeri ilişkilerinin sonucu ortaya çıkan durumu eleştirmek değil, “bırakılan şey”i, “doğru kullanabilmek” için zeminin hazırlanıp hazırlanmadığı üzerinedir.
Sorun bırakılana dair değildir. Sorun bırakanın bıraktığını hazır edip edemediğine dairdir…
Şirketleri yönetecek kuşakların, kendilerine bırakılanları kullanmaya hazır hale gelip gelmedikleri şirketlerin geleceğini belirliyor.
Ve unutulmaması gereken başka bir konu da;
Gençleri şirketlere hazırlarken, şirketleri de gençlere hazırlamak gerekiyor. Bir önceki kuşağı motive eden şartlar, bir sonrakini etmeyebilir.
Son zamanların ‘veliaht lider’ kavramını, tehlikeli buluyorum.
Veliaht; her koşulda gelecek olanı tarif ediyor.
Oysa her koşulda geleceğini bilenler, koşulları kendilerine uydururlar.
Bu da, “burada suyu bitirdik, Mars’a gidelim”in karşılığıdır…
Bir önceki yazı Gözlemleyen Bilinç…
Comment
Bu nedenle servet 50 yılda bir el değiştirir,
elinize sağlık çok güzel bir yazı.