Mobilya sektörünün son 25 yılına baktığımızda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz diye düşünüyorum;
Mobilya sektörü, ülkemizin geleceğinde önemli bir yer tutacaktır.
Yıllar önce yurt dışı fuarlarına gittiğimiz zaman, atmosfer, stantlar, ürünler, hayranlıkla izlediklerimizdi.
Her dönüş yolunda, sektörün aktörlerinin yüzlerine baktığımızda, moral bozukluklarını görmek mümkündü.
Bu seviyelere ne zaman geleceğiz?
Başka bir akla mı ihtiyacımız var? gibi sorular herkesin dilindeydi…
Gerçekten de o günlerdeki yaklaşım, nasıl olsa biz bu seviyelere gelemeyiz deyip, ellerinde metre ile insanlar stant stant dolaşırlardı.
“Metreler elimizde, biz stantlara gideriz” nakaratıyla stantlardaki ürünlerin ölçüleri alınırdı. Döndükleri zaman benzerini yapabilmek için…
Bu nedenle stantlarda, ülkemizden katılanlar için özel önlemler alınırdı.
O günler, hem ham madde üretimindeki yetersizlik, hem de “tasarım” olgusunun kopyalamak olduğu zamanlardı…
AR-GE’nin “Arakla Getir” olarak algılandığı zamanlar…
Bugün ham madde konusunda büyük yollar alındığını gururla söyleyebiliyoruz.
Özellikle ayrıntıyı oluşturacak olan bütün sofistike noktalarda, doğru ve estetik çözümler üretmede, teknoloji geliştirmede büyük yollar alındı.
Sektörün tüm büyükleri kendi adına yatırımlar, ÜR-GE ve AR-GE çalışmaları yapıyor. Bu çabalar, sektörün gelişmesinde çok önemli.
Ancak, ülkemizin uluslararası aktör olabilmesi için, üreticilerin yanına başka partnerler gelmek zorunda.
Bunlar; bağımsız tasarım ofisleri, üniversiteler ve halkın jüri üyesi olduğu yarışmalar.
Bu yapılarla “sürdürülebilir iş birlikleri” geliştirildiği oranda, dünyanın büyük pazarlarında söz sahibi olabiliriz. Türkiye’nin geleceği için bu iş birliği şart.
Bunun için, tüm paydaşların buluşmasını sağlayabilecek, büyük “geleceğe dönüş” fuarlarının organize edilmesi şart. Şirketlerin ürün tanıttıkları fuarlara iliştirilmiş birkaç yasak savıcı “garip” stant ile değil, bağımsız buluşma fuarları…
Yarışmalar, sponsorluklar, destekler…
Türkiye’nin genç dinamikleri harekete geçirilebilirse, bizim sektörümüz uçar…
“Geleceğe dönüş”
Yarın için şimdiden…
Bir önceki yazı Geleceğe Hazır Olmak…
Leave A Reply