İnsanın dönem dönem ‘iyi ki varmış’ dediği özel insanlar vardır. Onun bir dizesi, bir cümlesi, uzun zamanlar alan düşünceyi özetler gibidir…
Yunus Emre’de bu özel insanlardan. Onun;
Ben gelmedim da’vi* için, benim işim sevi için,
Dost’un evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim.
dizeleri, geçtiğimiz hafta katıldığım ve Hayal Ortağı olduğum YGA (Young Guru Academy) Zirvesi’nin ana duygusuydu.
Geçen yıl da katıldğım zirve ilginç ve bir o kadar da heyecan vericiydi.
İlginçti; geleceğin yönetici profili; Yunus Emre ruhu ile bilgi, deneyimin bileşkesi üzerinden yapılanıyor. Akıl ve vicdanın teraziye çıktığında, terazi kefelerinin dengede durduğu bu hedef, geleceğin nasıl olabileceğine de ışık tutuyor…
YGA’nın geleceğin liderleri için; egosu küçük, kalbi büyük, zihni berrak ve elleri hızlı önermesi, artık bir kanatla uçmanın imkansızlığını da bir kez daha söylüyor.
Evet… Uçabilmek için bir çift kanada ihtiyaç var. Lider ve yönetici profilinde bu çift kanat; hem donanımı, hem de vicdanı temsil ediyor…
Tüm gün süren zirvede farklı konuşmacılar, katılan herkese coşkulu anlar yaşattılar.
Kendi adıma bu zirvede yenilendim.
Hani bazen bir yolculuk, bazen birkaç günlük tatil, ya da bir sonbahar günü üşürken dalgaları birkaç saat dinlemek, insanı uzun zamanlı yeniler ya, bu zirve de benim için böyle bir yenilenmeydi.
Ülkemizin özenle seçilmiş iki bin en parlak zihni ile bir arada olmak.
Ve tüm bu zihinlerin ışığını parlatan Türkiye’nin alanında önde gelen iş ve düşünce adamları…
Dolu dolu geçen saatler…
YGA toplantılarının bize gösterdiği birçok şey var. Bunlar;
-Ülkemizin çok önemli bir genç potansiyeli var,
-Gelecek kuşakların analitik ve aynı zamanda kıvrak bir zeka yapılanması var,
-Gelecek üzerine planları; “sürdürülebilirlik”, “çevre”, “eşitlik”, “duygular” gibi olmazsa olmazlarla yapıyorlar,
-Bir ülkenin geleceğinin, tüm paydaşların katılımı ile “parlak” olacağının farkındalar,
-Geleceğin yatırımlarının, bu zekaların potansiyeline karşılık gelecek alanlarda olması gerekiyor. Yoksa o zekalar ya uçup başka diyarlara gidecek, ya da burada yitecekler…
-Ve en önemlisi “gözü parlayan insanlar” var…
O nedenledir ki, bu yeni kuşak gençlere;
İnanıldığında,
Gurur duyulduğunda,
Güvenildiğinde,
Saygı duyulduğunda,
Ve sevildiklerinde (belki de en önemlisi) büyük bir potansiyel harekete geçiyor.
Yeter ki bugünün şirket yöneticileri, şirket sahipleri ve ülkeyi yönetenler;
“başka bir akıl, başka bir dünya”nın farkında olsunlar…
Ben çalışacağım insanları seçerken “gözleri parlıyor mu?” diye bakarım.
YGA’nın kurucusu değerli dostum Sinan Yaman ise Hayal Ortaklarını seçerken şu soruyu soruyor;
En son ne zaman ağladınız?…
*Kavga
http://youtu.be/Myo_pg2kJWM
Bir önceki yazı Merhaba…
Comment
Çift kanatlı liderler; Yunus Emre’nin aşk odununda yanıp, Mevlana’nın gel çağrısına kucak açan, Farabi’nin vücudun başkanı kalp veziri ise akıldır düsturuna uyan, İbn-i Sina’nın egosu küçük kalbi büyük anlayışını benimseyen, Sokrates’in insanın hayatı dünyanın hayatından daha önemlidir mesajını alıp, Hizmetkar liderlerin izinde yürüyenlerdir. Esasen Hizmetkar liderler bir “Sarraf “, çift kanatlı liderler ise bir “Altın” mahiyetindedir. Selam olsun altına hak ettiği değeri verenlere.