• Ana Sayfa
  • Mehmet Semih Söylemez Kimdir?
  • KİTAPLAR
    • Birlikte Başarmak
    • Duygusal Sermaye
  • MAKALELER
    • Dünyadan Haberler
  • Medya
    • Videolar
    • Fotoğraflar
  • İletişim
  • [tg_social_icons style="light" size="small"]
  • Ana Sayfa
  • Mehmet Semih Söylemez Kimdir?
  • Kitaplar
    • Birlikte Başarmak
    • Duygusal Sermaye
  • MAKALELER
    • Dünyadan Haberler
  • MEDYA
    • Videolar
    • Fotoğraflar
  • İletişim

Bekleme Odası

29 Şubat 2012

Aile şirketlerinde, aile ile şirket arasındaki ilişki izlenmeye değerdir.

Hele aile şirketleri, “kurumsallaşma”nın eşiğinde ise, izleme daha da önem kazanır.

Önemlidir… Aile şirketlerindeki ilişkiler, kurumsallaşmayı belirleyen temel unsurlardan biridir.

Aile içinde, bireyler birbirlerini koşulsuz sever ve ona göre davranış geliştirir.

Bu davranışı, şirketin yapılanmasına da taşıyan ailelerin, problem yaşayacağı aşikardır.

Ailelerin koşulsuz sevgisi, herhangi bir artı değere karşılık gelmezken, şirketler, bünyesine kattığı her aile ferdinden bir “değer” üretmesini bekler.

Aile ile şirketlerin bireylerden farklı beklentiler içinde olduğunu bilmek, kurumsallaşma eşiğinin farkında olmaktır.

Ya eşik geçilecektir, ya da “eşik” sonsuza kadar beklenilen bir “bekleme odası” olacaktır.

Eşikten geçenlere baktığımızda, insanlar ile şirketler arasındaki dengenin, gelecek üzerine doğru yapılandırıldığını görürüz.

“Bu kurumları ailelerimiz için kurduk. Kurduğumuzda ne isek bugünde aynıyız” gibi “tutarlı tutarsızlık” içinde olanlar, bekleme odalarının müdavimleridirler.

Şirketler büyüdükçe, onu yöneten zihinlerin de beklentilere paralel büyümesi gerekir.

Büyüyemeyen zihinler, şirketlerini kum havuzuna çevirirler.

Kum havuzları eğlencelidir. Ancak doğru zamanda…

 

Bir önceki yazı “İş Bitirmek mi?, İşi Bitirmek mi?“

Aileaile şirketleriBekleme OdasıbireyBüyümekdeğerDengeDuygusal SermayeEşikGirişimciKum HavuzukurumKurumsallaşmaMehmet Semih SöylemezParalel BüyümeşirketTutarlıTutarsızlıkZihin
Paylaş

MAKALELER

Mehmet Semih Söylemez
Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşundan biri olan AGT A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyesidir.

Diğer Yazılar

Yeni bir yılın ışıkları…
26 Aralık 2019
Gelecek, Düet Zamanı…
9 Aralık 2019
[2] için [4]
19 Kasım 2019

6 Comments


Salih USTA
29 February 2012 at 13:17
Cevap

Yönetilen zihinler büyümedikce,onu yöneten zihinlerin ne kadar beklentisi olabilir ki..



Türker Gümüş
29 February 2012 at 14:41
Cevap

“Sahiplenme” duygusu, “sahiplik” duygusunun önüne geçtiyse, geçmiş ve şu an için değil, gelecek için çalışılıyorsa,şirket için nasıl artı bir katma değer yaratılabileceği hesaplanıyorsa ;

hayat isimli “sekreter”, sizin kolunuza girip, bekleme odasından çıkartıp,

toplantı odasına almış demektir….

Mehmet Bey, elinize sağlık…



Ahmet Düden
29 February 2012 at 17:11
Cevap

Yönetilen zihinlerin büyümesi, yönetenlerin liderlik vasıfları göstermesi ile mümkün olur. Çalışanlarına yapılabileceklerin önünü açmayan, onları belirli sınırlar altında tutan, desteklemeyen yöneticiler, yönetilen zihinlerin büyümesini sağlayamaz. Ancak eskinin yerine, yeniyi koyarak geliştirmeye çalışır ki bu da kurum kültürünün ortadan yok olmasına sebep olur. Lider; vizyon ve misyon yaratan kişidir. Öncüdür…



Salih USTA
1 March 2012 at 10:56
Cevap

”Bekleme odası”ndan ”Eşik” atlatmak için halı sermeye hazır bir LİDER; zaten
vizyon ve misyon sahibidir,YÖNETEN dir.
Kişiler ise kendi vizyon ve misyonlarını yaratmalıdır,bunun yolu”KİŞİSEL GELİŞİM”üzerine çaba göstermekten geçer,ozaman beklentilere cevap verilebilir.
Anlatmak istediğim Kurumsal gelişimin temeli Kişisel gelişimdir.
Yani; ”HERŞEY SENİNLE BAŞLAR”(Mümin SEKMAN) Okumayan geç kalmış sayılmaz.
Bir’de Öncü ile Çobanı karıştırmamak gerekir..



M. Yavuz Durmuş
1 March 2012 at 12:56
Cevap

Mehmet bey, yine güzel bir metafor ile kurumsallaşma çabasını dile getirmişsiniz. Etrafındaki değişen dinamikleri farkedebilen, öğrenebilen ile farkedemeyen, öğrenemeyen organizasyonlar…
Belkide evim zannettiğim yer sadece eve dönüşmüş bir bekleme odasıdır… Kim bilir 🙂
Sevgiler



SERHAN GÜNEŞ.
1 March 2012 at 16:44
Cevap

şuan dünyada, iş hayatında en değerli şey zaman iken, bireyin ailedende olsa bir şey yapıp yapamayacağını beklemek , iş yerini arpalığa çevirmek ne kötü…



Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • En Çok Okunanlar

    • Farkına vardım ki buna "Duygusal Sermaye" deniyormuş...
      13 Ekim 2011
    • İş Bitirmek mi?, İşi Bitirmek mi?
      23 Şubat 2012
    • Saz Çalmak
      6 Mart 2012
    • Uyku Hali
      7 Şubat 2012
    • Bazı Harcamalar Çok “Kârlı”dır
      21 Kasım 2011


  • En Çok Okunanlar

    • Farkına vardım ki buna "Duygusal Sermaye" deniyormuş...
      13 Ekim 2011
    • İş Bitirmek mi?, İşi Bitirmek mi?
      23 Şubat 2012
    • Saz Çalmak
      6 Mart 2012
  • Kitap Satış Noktaları

       

     

  • Son Okunan Yazılar

    • Yeni bir yılın ışıkları...
      26 Aralık 2019
    • Gelecek, Düet Zamanı…
      9 Aralık 2019
    • [2] için [4]
      19 Kasım 2019

  • Ana Sayfa
  • Mehmet Semih Söylemez Kimdir?
  • İletişim
© Her Hakkı Mehmet Semih Söylemez'e aittir.