Kürsü, sahne, podyum, vb. yerlere çıkıp başarmış olduğu bir şeyin sonucunda ödül alan kişinin mutlu olması doğaldır.
Uzun çabalar sonucunda oradadır zira. Ödül alırken büyük ihtimalle yaşadığı süreç bir film şeridi gibi gözlerinin önünden akar. Zamanın anları gözünün önünden aktıkça da, aslında bu anların hayatının toplamı olduğu gerçeği ile yüzleşir. Ve çoğu da ödediği bedelleri düşünerek “değer”mi? sorusunu aklından geçirir.
Ödül törenini izleyen birçok kişi ise, sadece izlediği “an”ı düşünür ve çoğunlukla da “neden ben değil” duygusunu içinden geçirir. Bu içten geçme, geleceğe dönük ateşleyici, teşvik edici bir hal ise çok olumludur.
Başarılı insanların çocuklara, gençlere model olması da genellikle bu tür etkinliklerin sonucunda başlar. “O insan gibi olmak”, “o kurum gibi bir kuruma sahip olmak”… Motive edici düşünceler.
Sonra… eğer sonrasında da insanlar “evet… heyecan verici bir başarı, ancak bu başarı, “30 yıl artı o an” diye algılayabildiklerinde model olabilir. Her başarının bir bedel karşılığında olduğunu insanlar iyi anlamalı. Hiç bir başarının rastlantı sonucu olmadığı, mutlaka emek harcanması gerektiği ve en önemlisi; zamanın öğütücü dişlilerinin arasından geçileceğini bilmek gerekiyor.
Bugün, insanların büyük çoğunluğunun hayranlıkla izlediği ve yerinde olmak için can attığı insanların yaşamlarını bilseler, çoğu insan hayalini bile aklından siler.
Kurumların başarıları ve ödülleri ise, tam bir ekip çalışmasının sonucudur. Yüzlerce kişinin yıllar süren uğraşları ve harcanan büyük paraların sonucunda, başarının gelmesi kurumları yüceltir.
Kişisel ya da kurumsal başarılar ve onun sonucunda alınan ödüller önemlidir. Ancak daha da önemlisi ödül ile bedel arasındaki ilişkidir. Ödenen bedele değer bir ödül varsa, orada gerçek başarı vardır.
Tabii bir de ödülün [.] değil [;] olduğunu, ödüle talip olanların bilmesi iyi olur.
Yoksa salt ödül peşinde koşmak, çıkmaz sokağa gece girmek gibidir.
Bir önceki yazı “Stil“
5 Comments
Harika bir yazı, teşekkürler..
çok iyi bir saptama. ellerinize sağlık…
Mehmet bey çok güzel ifade etmişsiniz. 1 Mayıs 2012 Salı akşamı JCI Antalya olarak konuğumuzsunuz. Keyifli bir sohbet olacağından eminim. Görüşmek üzere.
Aydın Uçaroğlu
JCI Antalya Başkan, 2012
Mehmet Bey,
Çok onemli iki konuya değinmişsiniz.
Seyirci acısından bakarsanız , alınan her ödülde bir bedelin olduğu ve seyirciye rollmodel olması
Ödülü alan kisi icinde , ödülün bir sonuc değil (.) daha büyük basarılar için başlangıç olmalıdır (;)
Teşekkürler
Mehmet Bey,
Öncelikle sıralama da çok güzel olmuş.Birşey için çaba harcamak,Başarılı insanı örnek almak,İyi bir ekip çalışması ve sonrasında gelen ödül ile bedel arasındaki ilişkiyi kısaca hayatımızın çizgilerini çizmişiniz bu yazınızda.
Teşekkürler.