Bir kedinin enerjisini,
Bir köpeğin samimiyetini,
Bir atın estetiğini ve duygusunu,
Bir martının süzülüşünü,
Bir geyiğin ürkek, zarif duruşunu…
Ve daha binlerce canlıda, hayatın varlığını ve şansını hissedebilmek…
Evet… Dünyayı paylaştığımız tüm canlıların varoluşuna saygı, hayatımıza; etkileşim, sinerji, pozitif bakış, ışıkla bakabilmek gibi kavramların daha çok girmesine olanak tanıyor.
Her bir canlıda varlığımıza dair bir şeyleri görebilmek;
Hem dünyanın anlam katmanlarına yenilerini ekleyebilmek, hem de insani zenginliklerimize zenginlik katmak anlamına geliyor.
İnsan, dünyayı –diğer canlıları yok sayarak- sadece insan ile paylaştığını düşünüyorsa, gerçekte insan ile de paylaşıyor mudur acaba?
Paylaşmak; sadece türdeş olanlar arasında mı olur?
Paylaşmak; sadece yakın çevre içinde mi gerçekleşir?
Bu soruları çoğaltmak mümkün.
Ancak bugünün dünyasında, paylaşmak, tüm canlılara saygı ve aynı haklara sahip olduğumuzu düşünmek anlamına geliyor.
Gelişmek; tüm varlıklara “saygı” göstermek, benim yaşama hakkım kadar, onun da yaşama hakkı vardır diyebilmektir.
Bunu da sadece laf olarak değil, gerçekte yaşam biçimi haline getirmek şart…
Ve insanın bu konuda kendini olabildiğince “ehlileştirme”si gerekiyor.
Ehlileştirmek, kaba gelebilir. Ancak insanın hem kendi cinslerine, hem de diğer canlılara yaptıklarına bakınca bu sözcük hafif bile kalıyor olabilir.
“Humor”un gelişmesi, gelecek dediğimiz nesiller adına da çok önemli.
Tüm canlılara duyulan sevgi ve saygı, hem bizim, hem de çocuklarımızın öğrenmesi gereken belki de en önemli yaşam gerekliliği.
Çevreyi, canlıları, türdeşlerini sevmeyen bir insanın, kendine sevgisi ya da saygısı gelişebilir mi?
Bir canlıya sevgi duymayan bir insan ile aynı dünyayı paylaşmak…
Dünyanın en zor işlerinden biri olsa gerek…
Hayatı daha güzel kılmak için, tüm canlılara dokunabilmek;
İyi gelir…
Bir önceki yazı Öğrenen İnsan…
Comment
Mehmet Bey; o kadar güzel bir yazı olmuş ki,burnumun direği sızlayarak, gözlerim dolarak okudum. Elinize, kaleminize, duygularınıza sağlık! Keşke herkes yaşadığımız dünyanın tüm canlıların ortak yaşam alanı olduğunu bilebilse.Her gün insanoğlunun bencilliğini gösteren çok üzüldüğüm davranış biçimleriyle karşılaşıyorum ve her gün insanoğlu dışındaki diğer canlılara daha çok yaklaştığımı hissediyorum. Onlar bu dünyaya, doğaya, çevreye biz insanlardan daha uyumlu yaşıyorlar.Aslında onlardan öğreneceğimiz çok şey var.